zort dedi ki:

Film oldukça başarılı. Karakterlerin iç dünyasıyla çok iletişim kurmamızı engelliyor, bunu kasten yapıyor. Çünkü yapmak istediği aslında bir masal anlatmak. Bu tam bir masal havası. Bir kabus bir heyula. Rüyalarımızla aynı maddeden bir atmosfer. Bunu oluşturmayı başarmışlar ve her yerinde buna sadık kalmışlar hatta giderek daha da yoğunlaşarak. Gerçekçi ya da naturalist değil ama bu yarattığı atmosfer ile bizi masalların, rüyaların o anlatılmaz etkileyici ve esasen de bir yandan ürkütücü evrenine çekerek ikna ediyor. Bir destan sunuyor. Bir epik anlatı. Batılı anlamda bir gözle bakacak olursak ta görsellik olarak belki tam oraya denk düşmez ama bizi film boyunca kuşatan gerçek dışılık tam bir gotik ifadelendirmeyle mündemiç. Hindistan tabi çok eski bir kültür, yeryüzündeki en eskilerden. Köklü; dünyanın ve tarihin büyük zalimi İngiltere’nin talanına ve ardında bıraktığı köle mantığı tohumlarına rağmen kökler sağlam duruyor çünkü çok eskiler. Genlerine işlemiş. O genlerden geliyor bu hava bu atmosfer. Sanki paslı bir rüya. Tarih olarak yakın geçmiş olmasına rağmen tamamen fütüristik bir psikolojik çağrışıma sahip.
Ben şahsen oldukça başarılı buldum. Yani biraz sanat tarihi, biraz mitoloji, biraz roman, şiir, romantizm, expresyonizm, endüstri devrimi, ihtilaller tarihi vesaire filmi anlamlandırmanız daha kolay olacaktır daha doğrusu bir yere oturtmak. Yoksa yok efendim beni sıktıydı yok sıkmadıydı yok aksiyon yetersiz falan feşmekan yorumlar gelecektir. İşi biraz bilen kitleye naçizane sesleniyorum: Mutlaka seyredin…